Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının sahte olduğu iddiasıyla yargılandığı davada ara karar
İSTANBUL (AA) - Tutuklanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun, üniversite diplomasının sahte olduğu iddiasıyla "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçundan 8 yıl 9 aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi.
İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesince Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, başka suçtan tutuklu Ekrem İmamoğlu ve avukatları katıldı.
Duruşmaya, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkan Vekili Nuri Aslan, bazı milletvekilleri, il ve ilçe belediye başkanları ile çok sayıda izleyici katıldı.
Ekrem İmamoğlu salona girdiğinde salondaki bazı izleyiciler ayakta alkışladı. Mahkeme hakimi, bunun yapılmaması konusunda salondakilere uyarıda bulundu.
İmamoğlu, hakimin görüntü alınmaması yönünde yaptığı uyarının ardından "Görüntü iyidir sayın hakim." ifadelerini kullandı.
Sanık Ekrem İmamoğlu, savunmasında, bu davanın bir diploma davası olmadığını savundu.
Bunun cumhurbaşkanı adayını devre dışı bırakma mücadelesi olduğunu iddia eden İmamoğlu, "İlgili duruşmalardaki değişikliklere baktığımızda da bu dönemde gerçekten enteresan bir biçimde Türk yargısı tarihinde, Türk siyaset tarihinde olmayacak uygulamalarla karşı karşıya geliyoruz." dedi.
İmamoğlu, suç işleyenlerin mutlaka hukukun önünde hesap vermesi gerektiğine inandığını kaydetti.
Adının geçtiği tüm ceza davalarında hakimlerin yerlerinin değiştirildiğini kaydeden İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Bütün evraklarımın, yaptığım bütün işlemlerin, sunduğum bütün belgelerin tek tek gerçek olduğunu, sahte olmadığını ispat edersem, bunu sağlarsam, siz bu baskı altında, bu atmosferde gerçekten bağımsız bir karar verebilecek misiniz? Bilinsin ki hakim değiştirerek adalet değişmez. Savcı terfi ettirilerek gerçek asla gizlenemez. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en absürt, en saçma, en uydurma davasındayız. Diplomam iptal edilerek yapılan hukuksuzluğa, bu sefil iptal kararına altlık oluşturmak için açılan davadayız. Neymiş evrakta sahtecilik yapmışım. Tam bir iftira, kumpas, içi yalanlarla, çarpıtmalarla ve aldatmalarla dolu bir iddia. Diplomam anamın ak sütü kadar helaldir, yasaldır, meşrudur. 19 yaşındaki Ekrem'i yargılamaya çalışıyorsunuz. Kimsenin hakkını yemedim, hiçbir evrakta sahtecilik yapmadım. Devletin üniversitesinin açtığı kontenjana, verdiği gazete ilanına başvurup hak kazandım."
İmamoğlu, her türlü zorluğu, engellemeyi yaşadığını onun içinde kendisini dünyanın en korkusuz insanı olarak gördüğünü anlattı.
Rektörlük makamının korkuyla yönetilemez olduğunu kaydeden İmamoğlu, "Türkiye'deki bütün üniversiteye hazırlanan gençlerimiz, üniversite öğrencilerimiz ve akademisyenlerimiz merak etmesinler. Milletin iktidarında, üniversiteler kayyumlarla, emirle hareket edenlerle değil, seçilmiş rektörlerle yönetilecek." dedi.
Ekrem İmamoğlu, dava dosyasına konu olan, aralarında diplomasının da olduğu panolara yapıştırılmış çeşitli belgeleri gösterdi.
Belgelerin hiçbirinin sahte olmadığını öne süren İmamoğlu, "Bu dava, Türk yargısı ve hakimlik makamını da aldatma yani sizi aldatmaya yönelik bir girişimdir. Bu süreçte hukuk dışına çıkmayı göze alarak aldatma girişimleri ve hukuksuz yöntemlerle suç ortaklığı yapan suç ortağıdır." diye konuştu.
Görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı ise diploma iptaline ilişkin İstanbul 5. İdare Mahkemesi'nde görülen davanın sonuçlanmasının beklenmesini ve diğer eksik hususların giderilmesini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme hakimi, "İdare Mahkemesinin kararını bekletici sebep olarak kabul ederek" duruşmayı 16 Şubat'a erteledi.
Salondakiler masalarına vurarak karara tepki gösterdi.
Kararın ardından fenalaşan Ekrem İmamoğlu'nun annesi Havva İmamoğlu ise yakınlarının yardımıyla duruşma salonundan çıkarıldı.
Duruşma sonrasında basın açıklaması yapan CHP İstanbul İl Başkanı Çelik, bir hukuk skandalıyla karşı karşıya kaldıklarını belirtti.
Çelik, "Son bir yıldır Ekrem İmamoğlu'nun ceza davalarında Ekrem İmamoğlu lehine karar verme ihtimali olan hakimler sürgünlere gönderiliyor. İstenilen kararlar verilmediğinde hakimler Türkiye'nin belirli yerlerine sürgüne gönderiliyor." diye konuştu.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 18 Eylül 2024'te Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının sahte olduğu iddiasıyla CİMER'e başvuruda bulunulduğu aktarılıyor.
Aynı iddiaya ilişkin 1 Ekim 2024'te savcılığa şikayet dilekçesi sunulduğu belirtilen iddianamede, söz konusu şikayetin ardından soruşturma başlatıldığı kaydediliyor.
İddianamede İmamoğlu'nun Kıbrıs'ta öğrenim gördüğü ve İstanbul Üniversitesine geçiş yaptığı "University College of Northern Cyprus'ın (UCNC)" 1990'da Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı belirtiliyor.
YÖK'ün 1988 ve 1992'deki yazılarında, KKTC'de faaliyet gösteren YÖK kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin tanındığının anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz olarak artırıldığı anlatılıyor.
İddianamede, yatay geçiş başvurularında bazı öğrencilerin listeden usulsüz olarak silinerek yine listeye yeni öğrencilerin eklendiği, 3 kişilik kontenjanı bulunan bölüme usulsüz olarak 54 kişinin alındığı kaydediliyor.
- YÖK kararları görmezden gelindi
Gerek başvuru kabul edilecek yükseköğretim kurumlarıyla ilgili gerekse başvurusu değerlendirilecek öğrencilerle ilgili çok sayıda hileli işlem yapıldığı ifade edilen iddianamede, bunlar arasında "Önlisans ve Lisans Düzeyinde Yatay Geçiş Esaslarına İlişkin Yönetmeliği"nin 2. maddesindeki "Eşdeğer eğitim programları uygulayan yükseköğretim kurumları" maddesinin uygulanmadığı aktarılıyor.
İddianamede, bağlayıcı görüş bildiren YÖK'ün 1988, 1991 ve 1992'deki yazılarında KKTC'de faaliyet gösteren yükseköğretim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanındığına ilişkin kararın görmezden gelindiği, yine yönetmeliğe aykırı şekilde bulunduğu üniversitede transkriptlerinde başarısız ve alınan kredilerde eksiklerin olduğu, İngilizce İşletme Programı'na yurt dışı yatay geçiş başvuruları kabul edilen öğrencilerin herhangi bir dil seviye tespit sınavı ya da yeterlilik sınavı yapılmadığı ifade ediliyor.
- İmamoğlu, öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildi
İstanbul Üniversitesinin, KKTC'deki eğitim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesinin YÖK tarafından tanınmakta olduğunu bilmesine rağmen İmamoğlu'na ait öğrenci dosyasının incelenmesinde, gerçekte "University College of Northern Cyprus" adlı eğitim kurumuna kayıtlı olduğunun anlaşıldığı belirtilen iddianamede, İmamoğlu'nun İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçişi sırasında gerçeğe aykırı şekilde, öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiğinin tespit edildiği aktarılıyor.
İddianamede, bu işlemle hem İstanbul Üniversitesi yetkililerinin hem de şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun, "University College of Northern Cyprus" adlı kurumun Yükseköğretim Kurulu nezdinde tanınırlığının bulunmadığını bildikleri halde İmamoğlu'nun denkliği olan bir kurumdan yatay geçiş yapmış gibi gösterildiği ifade ediliyor.
- "Belgenin sahte biçimde doğduğu açık ve nettir"
Ekrem İmamoğlu tarafından yatay geçiş sürecinde üniversiteye ibraz edilen belgelerin "University College of Northern Cyprus"a ait bir tanıtım broşürü ve bir transkriptten ibaret olduğu, belgelerin içeriği dikkate alındığında, bunların Doğu Akdeniz Üniversitesi'ne ait olmadığının anlaşıldığı anlatılan iddianamede, "İstanbul Üniversitesi tarafından İmamoğlu'nun kaydının Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak yapıldığı, gerçeğe aykırı resmi belgenin açık bir hile ile düzenlendiği, bu suretle hukuki öneme sahip beyanları gerçeğe aykırı bir biçimde yansıtarak şeklen doğru ancak içerik bakımından sahte bir belge meydana getirildiği, yani sahteciliğe uğramış belge hiç olmamış kabul edilmekle birlikte belgenin sahte biçimde doğduğu açık ve nettir." ifadeleri yer alıyor.
İddianamede, İmamoğlu'nun hayat hikayesinin hiçbir aşamasında Doğu Akdeniz Üniversitesinde eğitim gördüğüne ilişkin bilgi ve bulgu bulunmamasına rağmen "https://www.ibb.istanbul/ibb/buyuksehir-belediye-baskani", "ekremimamoglu.com" gibi internet siteleri ile "Kahramanın Yolculuğu" isimli kitapta ve çeşitli yazılı ile görsel basın organlarında, şüphelinin Doğu Akdeniz Üniversitesinden yatay geçiş yaptığı yönünde bilgi ve beyanlara yer verildiği, bu durumun temel nedeninin İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçiş kaydı sırasında, şüphelinin "Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisiymiş" gibi gösterilmiş olmasından kaynaklandığına dikkati çekiliyor.
İmamoğlu'nun gerek yatay geçiş işlemleri sırasında gerekse daha sonraki süreçlerde "University College of Northern Cyprus" kurumuyla ilgili durumu açıkça bildiği, buna rağmen kamuoyunda farklı bir algı oluşturacak şekilde hareket ettiği, tüm bu hususların ifade sırasında kendisine sorulduğu ancak şüphelinin söz konusu soruları cevapsız bırakarak açıklama yapmaktan kaçındığının anlaşıldığı kaydediliyor.
- "Resmi belgede sahtecilik" suçu zincirleme şekilde işlendi
İddianamede, İmamoğlu'nun "resmi belgede sahtecilik" suçuna iştirak ettiği, hileli bir şekilde aldığı evrakı yüksek lisans amacıyla İstanbul Üniversitesi'ne, askerlik hizmeti amacıyla Milli Savunma Bakanlığına ve Yüksek Seçim Kuruluna sunarak kullandığı ve "resmi belgede sahtecilik" suçunu zincirleme şekilde işlediği aktarılıyor.
İmamoğlu'nun "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, ayrıca işlemiş olduğu kasıtlı suç nedeniyle hapis cezasına mahkum edilmesi halinde Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 53. maddesinde yer alan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi de isteniyor.
Ayrıca iddianamede, İmamoğlu'nun sahte olarak elde ettiği iddia edilen evrakın TCK'nın 54. maddesi uyarınca müsadere edilmesine karar verilmesi talep ediliyor.
